Ashihara Karate

Ashihara Karate Nedir ?

Ashihara karate, doğal olarak akıllı düşünmeye ve gereksiz her şeyin zihinden atılmasına dayalı bilimsel bir mantık kullanır. Geleneksel karate, hem hafif teknikler ve hem de sadece mukavemet (savunma) konularına haddinden fazla önem vermiştir. Günümüz toplumunda karatenin daha gerçekçi bir şekline ihtiyaç duyulmaktadır, ki buna hız, mukavemet, akıl ve stratejiler vs. hepsi dahildir.

Ashihara Karate aynı zamanda öğrencilerine kendilerini geliştirme için güvenli bir ortam sağlamaya da çalışmaktadır. Eğer bunun sağlanması gerekiyorsa, bunu sağlayan kişi veya kuruluşun, öğrencilerin incinmeksizin veya yaralanmaksızın kendi tekniklerini uygulama ve geliştirmelerine olanak sağlayan bir ortam sağlamaları zorunludur. Ashihara Karate, bu ihtiyacı karşılamış ve sürekli olarak da ortaya çıkan ihtiyaçları karşılamaya çalışmaktadır. Ashihara Karate, öğrencilerini gerçek bir savaş alanın benzeri bir ortamda yetiştirmektedir. Ashihara Karate kısaca en gerçekçi karatedir – öğrencilerine karşıdan gelen bir saldırıya saldırıyla karşılık vermeden kendilerini savunmayı, karşılarındaki saldırganlara karşı daha avantajlı ve etkili olsalar bile kendilerini ne şekilde kontrol etmelerini ve dizginlemelerini öğretmektedir.

Ashihara Karate, esnek talimatlar oluşturmaya çabalar. Ashihara karate konusunda eğitilmek ve yetiştirilmek istiyorsanız, bunu yapmanın yaşınıza ve fiziksel durumunuza bağlı olarak farklı yolları vardır. Yani, Ashihara Karate’ye en başından başlayan sonuçta profesyonel karateci olurlar; bu nedenle buradaki en önemli husus, öğretmenlerin esnek olmaları gerektiğini unutmamalarıdır.

Ashihara Karate’nin bir eğlence ve oyun olduğu sanılır. Ashihara Karate, öğrencilerin her zaman daha iyi, daha kuvvetli, daha açıkgöz ve daha zeki olmalarına yardımcı olur. Bu düşünceyi (felsefeyi) yaşatmak ve devam ettirmek için, öğrenciler bir duvara çarpsalar ve artık bu yolda ilerlemeyeceklerini zannetseler ve bu nedenle bu sporu bırakmak isteseler bile biz bu eğlenceli oyunu devam ettirmek için elimizden gelen çabayı göstermeliyiz; bu şekilde öğrenciler bu gibi engelleri aşmak için ellerinden gelen çabayı gösterirler ve daha iyi duruma gelirler: Her zaman bir adım daha ileri.  

Ashihara Karatenin Kuruluşu :

Ashihara karete sistemi,bu sistemin kurucusu KANCHO HİDEYEKU ASHİHARA ile doğmuş ve gelişmiştir.Ashihara Ms. Oyama’nın en önemli öğrencilerinden biridir. Ashihara karete’yi kurmasıda hocası Oyama’nın kyokushın sistemini kurmasına benzer.

Ashihara karete genelde kyokushin izlerini taşır ve bir çok önemli yönleri o sistemden alınmıştır.
Ashıhara 04,12,1944 de Japonya;nın Hıroshima Ken şehrinde doğmuştur. Deniz askeri okuluna gitmiş ancak devam ettirememiştir. Haksız yere kavga etmeyi sevmeyen ancak dövüşmekten çok hoşlanan bir yapısı vardı .

Bu istek onun savaşçı ruhundan geliyordu.O bu özelliğini hissediyor ve bu gücünü ortaya çıkarmak için bahaneler arıyordu. Askeri okul sıralarında uzun müddet Kendo çalıştı. Yaptığı sistemde en iyi olmak tek ideali oldu. Ancak onun dövüş merakı adını bir anda çevresinde kavgacıya çıkardı. Sık sık sokak kavgalarına katılıyor bunun kendini geliştirdiğini düşünüyordu.

Okuldan ayrıldıktan sonra bir benzincide çalışmaya başladı.Sokakta kazandığı dövüş tecrübesini bir Do sanatında kullanmak istiyordu.Kenpo bir noktadan sonra ona yetersiz geldi. Çeşitli dojo lara gidiyor ve değişik sistemleri deniyordu.

Bir gün bir dojoda yedi tane siyah kuşak kareteci ile ard arda müsabaka yaptı. sokak kavgalarında kazandığı dövüş tecrübesi ile bu yedi sporcuyu da alt etmeyi başardı. Bu olaydan sonra Karateyi sorgulamaya başladı.

Ona göre karete ruhun içindeki karışıklıklarla savaşmak ve onları yenmek için bir yoldu,ancak dövüşmek ve yenmek için yetersiz bir sistemdi.
Ashıhara daima karşılaşmak için rakipler aradı. Kavgacı idi ancak sebepsiz yere kavga etmeyi sevmez kendinden güçsüz olanlara da dokunmazdı.

Ve bir gün Tokyo;da güçsüzlere yardım eden ve dövüşmeyi öğreten bir sensei olduğunu duydu bu isim Mas oyama idi.
Oyama;nın kurduğu sistemin kendisine çok uygun olduğuna karar ver kısa zamanda. Ashıhara kendi ifadesi ile ;ölümün havasını hissettim demişti;Oyama’nın derslerini izleyince doğru yere geldiğine emin olmuştu. Güzel söz yoktu,karete bale yapılır gibi yapılmıyordu. sporcular birbirlerine karşı sanki nefret ve kin duyar gibi çalışoyorlardı.Akıtılan her damla ter amaçsız değildi.Savaşcı ruhunu sporcuların gözlerinden okumak mümkündü.

Hiç vakit kaybetmeden dojo;ya üye oldu. öğrencilik zamanında hiçbir zaman siyah kemeri düşünmedi. Tek düşündüğü sadece savaşmaktı.Oyama;nın dojosuna 1961 yıllının eylül ayında 16 yaşında başlamıştı ashihara ve artık onun kaderi bu dojoda değişmeye başlamıştı.

Ashıhare kısa zamanda dojo;nuın gözdesi olmuştu.Oyama’nın ser ve disiplinli çalışmaları onun ruhunu derinden etkiliyor ve daha fazla çalışmak için kendine kuvvet veriyordu. Herkesten fazla çalışıyor ek idmanlar yapıyor özellikle güç çalışmalarına çok önem veriyordu. Sekiz ay gibi kısa bir sürede yeşil kuşağı aldı.bu süre Oyama’nın dojosunda çok kısa bir zamandı bu sürede bu kemeri alan çok az sporcu vardı,bu yüzden çevresindekiler Ashıhara’yı kıskanmaya başladılar ve ona karşı cephe aldılar.

1964 yılında siyah kemeri aldı ve öğretmenliğe başladı Ashıhara.1966 ise kyokushin sisteminde çok önemli bir rütbeye geldi. Ancak Ashıhara içindeki savaşçı ruhunu bir türlü bastıramıyor ve sanki yaptığı sistemde onu tatmin etmiyordu. Bir gün yasak olmasına karşın sokakta ufak bir kavgaya karıştı ve bunun sonucunda Oyama onu ceza olarak dojodan uzaklaştırdı.

Bu ceza Ashıhara’yı çok etkilemişti ancak bu süre içerisinde asla karete;den kopmadı. Yine ünlü hoca Karusaki nezaretinde çalışmalarına devam etti. Bir sene süren bu cezadan sonra büyük usta Oyama ,Ashıhara;yı yanına çağırdı ve ona ;benim için ölürmüsün;diye bir soru sordu.Ashıharanın cevabı kısa ve net oldu ;evet. Bunun üzerine Oyama onu Kyokushin sitilini tanıtmak ve çalıştırmak üzere Japonya’nı Shikoko shorinji bölgesine gitmesini emretti .O bölgede kyokushin hiç tanınmıyordu.Ashıharanın işi çok zordu ve en önemlisi cebinde çok az para vardırama zorluklar onun sevdiği değerlerdi.

Kısa zamanda çok sıkıntılar sonucu bir çok öğrenciye sahip oldu. ilk zamanlarında parasızlıktan sokak ve parklarda bile yatmıştı ama kısa zamanda o bölgenin ünlü bir sensei olmuştu. Öğrencilerini çok sert çalıştırıyor ve onlara savaşcı ruhunu aşılamaya çalışıyordu. Ama kafasından atamadığı bir çok soru işareti vardı. Ona göre kyokushin’de bazı eksikler vardı. Sokak kavgalarında kullandığı ve her zaman başarılı olduğu 3 önemli nokta step,maai ve pozisyon. Bunlar neden kyokushinde yoktu?

O bu eleştirmelerini açıkça öğrencilerinde söylüyordu ve onların savaşcı olabilmeleri için mutlaka sokak kavgaları yapmaları gerektiğini söylüyor ve bunu teşvik ediyordu. Bu konu merkeze Oyama de söylenmişti.Ashıhare;yi geçmişten bu yana kıskananlar bunu fırsat bilerek olayları çarpıtarak Oyamaya aktardılar ve Oyama;nın emri ile o bölge başka ustalar gönderildi. Kısa bir süre sonra bir çok öğrencisi bu yüzden ondan ayrıldılar.

Ashihara ardında kalan sadece 5 öğrencisi ile yapayalnız kalıverdi bir anda. Aslında Oyamadan ayrılma gibi bir niyeti olmayan Ashıhare,araya giren fesatçılar ve hizipçiler yüzünden Mas Oyama ile yol ayrımına geldi.
Bunu anlayan Ashıhare artık kendi sistemini kurmanın zamanı geldiğini anladı ve uzun yıllardan bu yana kendine göre geliştirdiği sistemi hayata geçirmeye karar verdi. Sabaki Michi.(sabaki yolu)Bu deyim çok eski zamanlarda gelen bir felsefe.Ashihara bu felsefe ile kafasındaki savaş sistemini birleştirerek. kendi sistemi Ashihara kareteyi kurdu.

Ashihara karete karete sistemleri içerisinde bir reform olarak kabul gördü.Ancak Oyama aradaki fesatçılar yüzünden bu sistemi tam olarak anlama fırsatına asla erişemedi. 1980 yılında Ashihara Kai Kan kuruldu.Ashıharaya göre diğer karete sistemleri süslü kelimelerden oluşan branşlardı. ancak savaşmak ile karşı karşıya kalınınca gerçekler ortaya çıkıyordu.

Kendi sitemi Ashıhara Sabaki sisteminin karşısında gerçeklerden

kaçan fantezilerle dolu bir savaş sanatının şanşı yoktu.Çünki sabaki sitemi gerçek gerçek hayatın içerisinden gelen öğretinin rehperi idi.
Sabaki sitemi Ashihara karete ile doğdu ve gelişti diyebiliriz.Üstad Ashıhara 24/04/1995 tarihinde hayata gözlerini yumarken,geleçek nesillere müthiş bir savaş sanatı ve mücadele sporu bırakmıştır. Bu sistem bir çok sıkıntı,fakirlik ve yokluğun içerisinde sadece savaşcı ruhu ile doğmuştur. ****

Sabakinin Anlamı :

Sabaki, Japonca bir sözcük olup tercüme edilmesi güç bir kavramdır. Daha açık bir şekilde anlatmak gerekirse, Sabaki demek, hareket demektir, genellikle kendini kontrol etme ve bazen de bir sonraki savunma ve karşı saldırı hareketlerine hazırlanma demektir. Örneğin, Sabaki bir atı eğitmek için uygulanabilir. Atın binicisi, hayvanı istediği gibi hareket ettirmek ve bu amaçla hayvanı kontrol edebilmek için belirli hareketler yapar.

Kancho Hideyuki Ashihara, bu tarzdaki bir Karate’nin özünü açıklamak ve anlatmak için “Sabaki” sözcüğünü benimsemiştir. Ashihara Karate’de, Sabaki, kendisine yapılan bir saldırı karşısında kendisini savunan kişi tarafından yapılan hareketi tanımlar. Bu kontrollü hareket, aniden karşı savunma ve saldırıya hazırlanmak için gerekli olan Ashihara Karate stratejisinin temelidir: Savunma ve karşı koymanın bütünleşmesi.. İşte SABAKİ budur….

Sabaki, savunma ve saldırı hareketlerini tek bir hareket haline getiren bir saldırıya veya hücuma karşılık veren tek yöntemdir.

Sabaki, her hangi bir saldırganın mütecaviz hareketi karşısında dört temel dairesel hareketlerden birini kullanır. Bu hareketler, kendini savunan kişinin yavaşça ileriye ve geriye doğru ve saldırganın sağına veya soluna doğru rahat bir şekilde hareket etmesini sağlar.

Her bir durumda, kendisini savunan kişi saldırganın sırtına vurabilecek pozisyona gelir. Bu da kendini savunan kişinin ön taraftan gelecek saldırılara karşı kendisini korumasını kolaylaştırır. Buna ilaveten, bu durum kendini savunan kişinin saldırganın pozisyonunda “kör bir nokta” yaratmasına yol açar.

Kendini savunan kişi saldırgan karşısında böyle bir kör nokta yarattığı zaman, bu “kör nokta”ya girerek, çeşitli yumruk ve tekme kombinasyonlarıyla bu pozisyondan stratejik bir avantaj sağlayabilir.

Mesafenin kısa, normal veya uzun olmasının hiçbir önemi yoktur. Burada esas olan, kendisini savunan kişinin saldırganın ulaşamayacağı bir mesafede ve “kör nokta”sında hareket etme stratejisidir.

Ashihara Karate’deki öğrenciler, söz konusu üç mesafe kavramını ve Sabaki’nin bu üç mesafede nasıl uygulandığını öğrenirler.